İllet-işim

Umut Saçan, Marka Danışmanı,US Brainworks Gayrimenkul Markalaştırma Ajansı


Merhaba,

Neredeyse her gün duyduğumuz, inşaat şirketlerinin kampanyalarında kullandıkları klişe sloganlar dahi tek başına reklama milyarlarca yatırım yapan gayrimenkul sektörünün iletişim sıkıntılarını gözler önüne seriyor. İletişim işi zekice yapılmadığında aldatmacalı kaybet/kaybet bir illet haline dönüşebiliyor, projelere ve gayrimenkul alıcılarına faydadan çok zarar getirebiliyor.

Bildiğiniz gibi meşhur bir klişe vardır “Reklamın iyisi kötü olmaz” diye, bu laf aslında üfürükçü hocaların “Fala inanma falsız da kalma” sözü vasatlığında yanlışlanmış algıdan başka bir şey değildir.

Reklamın iyisi, kötüsü olur.

İyi veya kötü de olsa her işin arkasında bir emek vardır elbette, kolay kolay bir işi eleştirmeyi sevmeyiz ancak geçtiğimiz günlerde bir inşaat şirketinin reklamına mesleki gözümüzle dikkatlice baktık, dikkatlice diyoruz çünkü hiç ilgi çeken türden değildi. Kullanılan renklerde gördüğümüz o klişe mavileri, tipografideki hataları geçelim, sloganlarıyla; falan Avukat Bey’e komşu aranıyor, falan Doktor Hanım’a komşu olun gibi bir sürü mesleki sınıflandırma üzerinden demode bir reklam kampanyası hazırlanmış. Sanki bu inşaat şirketi Telluride’da avukatlara, doktorlara konut satmış da yeni ev sahiplerini atom mühendislerinden, astronotlardan arıyor sanırsınız, bilgileri nispetinde proje konumlandırma yapmaya çalışmışlar. Bir dönem de falan kupaj şarap içenlerin evi, falan konçertoyu sevenlerin yeri gibi kampanyalara şahit olmuştuk. Bizim burada dudak büktüğümüz konu: Bu demode çalışmalar nasıl oluyor da temcit pilavı gibi önümüze sunuluyor? Gayrimenkul alıcısının da bu tür ilanlara ve reklamlara dudak büktüğüne dair bir ilan hazırlasak herhalde sevaba gireriz.

Proje konumlandırma veya sınıflandırma günümüzde bu tür avam iletişim çalışmalarının çok daha ötesinde oysaki.

Hemen, bu yıl dijitalin yılı olacak, mobil pazarlama mutlaka yapılmalı diyeceğimizi sanmayınız. Gelin mecrayı değil macerayı yani markanızın geleceğini konuşalım.

Şeffaflık inşaat sektöründe markalaşma macerasının geleceğidir!

Geleceğin şeffaflığa doğru yol aldığı aşikar olsa da, hala şeffaflık konusu Olympos’tan inip lütfen halkın arasına karışan tanrılar gibi bir şey herhalde günümüzde. Her firmadan, her kurumdan bunu beklemek hayal gibi olsa da şeffaf olan kazanır, şeffaf olan kazandırır mottomuzu yenileyelim biz.

Reklamlarda yanlış algılandırma yerine gerçekleri apaçık söylemek çok daha gerçekçi ve inandırıcı gelecektir. Örneğin %100 doğal denilen bir ürüne mi inanırsınız, yoksa %98 doğal denilen bir ürüne mi inanırsınız? Bir düşünün %98 olan daha inandırıcı değil mi? Çünkü %100 denilen bir olgu sorgulanmaya da apaçık müsaittir, inandırıcılığı yoktur. Gelecekte pozitif bir marka değeri hedefliyorsanız gururla şeffaflığınızı ortaya koymalı ve tüm iletişim çalışmalarınızı şeffaflık üzerine yapmalısınız, tüketici bir gün unutsa da ki unutulacak bir işi yapmak yok olmaktır, gelecekte bıraktığınız dijital ayak izleri yaptıklarınızı unutmaz. Burada söz ettiğimiz şeffaf olacağım diye tüm hatalarımı göz önüne sereyim, freni patlamış kamyon gibi iletişim çalışmaları yapayım anlamında değil, elbette seçilmiş doğru iletişim davranışlarını kaliteli ve nitelikli olarak ortaya koymalısınız. Yeri geldiğinde gururla kusurluluğunuzu dile getirebilme özgüvenine sahip olmalısınız bunun için de marka olmalısınız, vicdanlı bir marka.

Vicdanlı ve şeffaf bir gelecek dileğiyle.

bi_özet gayrimenkul | 1. sayı | Nisan 2017

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İllet-işim” için bir yorum

  1. Gayrimenkul adına yeni nesil bakış açılarıyla yazılmış yazılar okumak hem beni şaşırttı hem heyecanlandırdı. Özetle, keyif aldım.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s