Mega Proje Dediğin Böyle Olmalı!

Ayşe Hasol Erktin, Mimar, HAS Mimarlık,
ayse.erktin@hasmimarlik.com.tr


Dünya Sağlık Örgütü, kentlerde sağlıklı yaşam için kişi başı 9 m2 yeşil alan öneriyor. Oysa İstanbul’da kişi başına
1,2 m2 yeşil alan bulunuyor.

Sadece arsa bazında bakıldığında, kişi başı 9 m2 yeşil alan, en fazla 1,5 emsal* olursa karşılanabiliyor. Yapılaşma yoğunluğunun, 1,5 emsalden, yani arsa alanının 1,5 mislinden fazla olduğu bölgelerde ise, imar planlarında yeşil alan yaratma zorunluluğu olmalı. Arsa ve yollar zaten betonlaşmış durumda. Bunların dışında elde kalan boş alanların değerlendirilmesi için yaratıcı çözümler gerekiyor. Boş kalan bütün kent parçalarını kentlilerin kullanımına açmak için refüjler, kavşaklar ve yolların arasında kalan toprak alanlar dahil olmak üzere, bütün kamu alanları ve kullanılmayan boş araziler yeniden düzenlenebilir. Zeminde boş yer kalmadığı durumlarda, üst kotlarda yaya kullanımına açık alanlar tasarlanabilir. Örneğin, kara ve demiryolu üst geçitleri yeşil alan olarak düzenlenebilir. Kamusal binaların çatıları, zeminden ulaşılabilen yeşil çatı yapılabilir.

Kentsel dönüşüm parsel bazında değil de ada bazında yapıldığında, yeşil alan ihtiyacının büyük ölçüde çözüleceğine yönelik yaygın bir inanç var. Gerçekten öyle mi? Günümüzde kentsel dönüşüm denklemi, mülk sahipleriyle yatırımcı/müteahhit arasında bir açık artırmaya dönüştü. Mülk sahipleri, mevcut haklarından da fazlasını talep ederken yatırımcı da doğal olarak kâr beklentisi içinde. Kentsel dönüşüme giren yoğun kent içi arsalarda, bu açık artırma ortamında 3,4 emsallere ulaşıldığında iş çığrından çıkıyor. Binalar arsanın kenarlarına çekilip, orta alanlar yeşil olarak bırakılsa dahi, sağlıklı açık alan oranına ulaşmak olanaksız. 3 emsalde, yeşil alan oranı kişi başı 4-5 m2’ye iniyor.** Bu da Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği 9 m2’nin çok çok altında. Özetle, kentsel dönüşümde, çok arzu ettiğimiz gibi “ada bazında” dönüşüm yapılsa dahi, yoğunluk 1,5 emsalin üzerinde olduğu takdirde, sağlıklı yeşil alan oranını yakalamaya olanak yok.

Peki, ne yapacağız? Öncelikle, yeni kentleri 1,5 emsalin üzerinde planlamayacağız. Mevcutta yoğun olan kent parçalarını da toplu ulaşım duraklarına göre yoğunlaştıracağız. Toplu ulaşım duraklarının bulunduğu bölgelerin birkaç kilometre çapında yoğunluğu artırıp, geri kalan yerlerde yeşil alan ve kentlilerin açık etkinlik alanlarını düzenleyeceğiz. Bütün bunları yaparken de öncelikle yaya ulaşımını dikkate alacağız. Ulaşımı, otomobiller değil, yayalar üzerinden planlayacağız. Yayaların otomobillerle karşılaşmadan bir yerden bir yere yürüyebileceği yeşil bantlar oluşturacağız. Bunların hiçbiri hayal değil. Kopenhag, Chicago, Atlanta bunları yaptı, yapmaya devam ediyor.

Northern Forest Projesi Haritası, /©Woodland Trust izniyle.

Son olarak İngiltere, Manş Denizi ile Atlantik Okyanusu arasında boydan boya bir yeşil koridor planlıyor. Buna göre 200 km uzunluğunda bir orman alanı, hem ülkenin en çorak bölgesini yeşillendirecek, hem de bölge sakinlerinin doğa ile bütünleşebilecekleri bir kaçış alanı olacak.

Mega proje dediğin böyle olur! İstanbul için de bir yeşil koridor planlamanın zamanı geldi, geçiyor…

* Emsal: Toprak üstü inşaat alanı/arsa alanı.
**Alan hesapları %40 taban alanına (TAKS) göre yapılmıştır.
bi_özet gayrimenkul | 4. sayı | Mart 2018

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s