Tehlikenin Farkında mısınız? Elektromanyetik Saldırı Altındayız

Prof. Dr. Erdem Kaşıkçıoğlu, İç Hastalıkları, Kalp-Damar Hastalıkları, Spor Hekimliği Uzmanı,
ekasikcioglu@gmail.com


Hissetmemek bazen iyidir. Tek bir hücremizin bir gün içinde yaşadıklarını iyi ki hissetmiyoruz. Hücrelerden oluşan bir bütün olmamıza rağmen eğer hislerimiz o derecede duyarlı olabilmiş olsaydı yaşam tamamen çekilmez bir hale gelebilirdi. Çünkü o zavallı hücrelerimiz her gün binlerce kez nereden geldiği belli olmayan bir saldırıya maruz kalmaktadır.

Her bir hücremize adeta bir kamçı gibi çarpıp, bir elektrik akımı gibi içinden geçip duran manyetik akımdan bahsetmek istiyorum. Aslında dünyamızın kendisi en büyük elektromanyetik kitle. Kuzey ve güney kutbunun her biri gökyüzüne doğru hiç duraksamadan akseden bu akımı yaymakta.

Pusula sistemlerinin çalışmasını sağlayan jeomanyetik alan adını da verdiğimiz bu dünya eksenleri arasında yayılan elektromanyetik etki, birçok doğa canlısının göç ve gelişme yönlerini bulmasını kolaylaştırmaktadır. Dünyamızı güneş rüzgârlarından ve bu rüzgârların etkisiyle yayılan canlı organizmalar için zararlı olabilecek yüklü parçacıklardan korur. Ne yazık ki, giderek dünyamız da yaşlanma ve yorgunluk işaretleri vermekte. Yerküre bir tarafta atmosferinden ısınıp çekirdek kısmından soğurken elektromanyetik gücünü de bir şekilde kaybetmekte. Yapılan bilimsel çalışmalar, dünya üzerindeki elektromanyetik gücün çeşitli sebeplerle azaldığını göstermektedir. Dolayısıyla bu dalgaların etkinliğinin azalmasıyla ilişkili olarak giderek olumlu etkilerinin de azalmakta olduğu vurgulanmaktadır. Yaşamın sonu belki de bu jeomanyetik alanın tamamen kaybolmasıyla gelişecek.

Peki, yaşam alanlarımızdaki diğer elektromanyetik alanlar: Yapay olarak yarattıklarımız ve istemeyerek de olsa etkilerine maruz kaldıklarımız… Hiçbirimizin farkında olmadığı bu alanlarda yaşarken radyasyon içeriği de barındıran bu yapay dalgalar, jeomanyetik dalgalar gibi doğamıza ve bedenlerimize faydalı etkiler sunabilmekte midir? Onlar için sınırlı bilimsel verilerle benzer etkilerden bahsedebilmek ne yazık ki mümkün görünmemekte. Konuyla ilişkili olarak en çok tartışılan ve halen ortak bir kararın oluşmadığı, baz istasyonları ve cep telefonlarının oluşturdukları elektromanyetik alanlardır. Bilimsel olarak ortak bir fikir birliğinin oluşmamasının sebeplerinden en önemlisi, toplumun büyük bir kısmı tarafından kabullenilmiş bir teknolojiyi pazarlayan güçlü tekellerin bilimsel çalışmalar üzerinde oluşturmaya çalıştığı adı konulamayan organik ve psikolojik baskı unsuru ve gölgelemedir.

Diğer taraftan teknoloji biliminin ortaya koyduğu, herkes tarafından kabullenilen gerçek; baz istasyonları ve cep telefonlarının zararlı elektromanyetik dalga ve radyasyon yaydığıdır. Oluşan radyasyonun tam da bir hücrenin en can alıcı noktası olan genetik yapısını bozabileceği teorik gerçeği konuya daha ciddiyetle bakabilme konusunda uyarıcıdır. Bu etki altında kalan hücre sayısı konusunda bilimsel bir veri verebilmek mümkün olmamasına rağmen o hücre yığınlarından sadece birisinin aldığı zararı onaramadığında kanser hücresine dönüşebileceği unutulmamalıdır. Ölümcül bir hastalığa giden süreci başlatan sadece bir hücre olabilmekte.

Yeterli sayıda denek ve marufiyet süresi dikkate alınarak gerçekleştirilmiş bir bilimsel çalışma olmaksızın zararlı dalgalar yaydığı bilinen bu teknolojik ürünleri masum kabul edebilmek mümkün değil. Radyoaktif dalgaların tahmini zararsızlığını önermek ve bilimsel olmayan önermelerde bulunmak tamamen taraflı önyargısal yaklaşımlar olduğunu düşünmekteyim.

Radyoaktif ve yapay elektromanyetik alanların zararlarından korunmak adına yapılabilecekler:

Evinizde mobil telefonunuzun şebekesi yeterli düzeyde çekmiyorsa üzülmeyin, aksine sevinin.

Bu olumsuz etkilerden en fazla etkilenenin çocuklar ve onların beyin dokusu olduğunu unutmayın. 12 yaşın bitimine kadar çocuklarınıza özel mobil telefon almamanız onların sağlığını korumak açısından önemli bir çaba olacaktır.

Evinizde mobil hatlarınızı çocuklarınızın bulunduğu ve uyuduğu alanlardan uzak tutun. Uyku periyodunda mümkünse mobil cihazlarınızı tamamen kapatınız.

Yaşam alanlarınızın komşuluğunda bulunan baz istasyonlarının sizin ve sevdiklerinizin sağlığını tehdit etmediğinden emin olun. Gerekirse yaşam alanlarınızda değişik zaman dilimlerinde ölçüm yapılmasını isteyin.

bi_özet gayrimenkul | 4. sayı | Mart 2018

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s