Umut Saçan, Marka Danışmanı, US Brainworks, umutsacan@usbw.us
İç piyasadaki ekonomik koşulların belirlenmesinde lokomotif görevi üstlenen inşaat sektörü yaşanan küresel ve yerel ekonomik şoklar karşısında adeta çırpınıyor. Bir taraftan da yaşanan bu süreçler gayrimenkul sektöründe yeni gelişmeleri beraberinde getiriyor. Konumuz satış ve pazarlama üzerine olunca pazarlamada rotayı bu defa içe değil dışa dönük bir yola çevirmek gerektiğinin altını çizmek isteriz. Döviz getirisi sebebi ile devletimiz tarafından da desteklenen teşviklerin, ihracat kapsamına alınması oldukça önemli bir parametre. Bunun yatırımcı firmalara sağlayacağı vergisel avantajları da düşününce sektördeki canlılığı geri kazanabileceğimiz kanaatindeyiz.
Ayrıca devlet destekli düzenlenen fuarlar, programlar sayesinde dışa dönük pazarlama yapılabileceğinin mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle geçtiğimiz aylarda Almanya’da düzenlenen bir fuara ilgi oldukça büyüktü. Bu fuar ve programlara katılamayan gayrimenkul üreticilerimiz için alternatif yollar da yok değil; reklam ve tanıtım çalışmalarını bu ülkelerde aynı bütçeler ile devam ettirmek doğru bir yöntem. Unutulmamalıdır ki pazarlamadan kısılan her bütçe satıştan kaybettirir. Ciddi bir gayrimenkul üretimine sahip olan ülkemizin elindeki gayrimenkul stoklarını eritmesi yine pazarlama odaklı düşünce ile aşılabilecek bir meseledir.
Her inşaat şirketinin iki ya da üç dil bilen yetkin satış personeline ihtiyacı olduğu aşikâr. Hedeflenen pazarlara yapılacak olan ziyaretler ve dijital pazarlama yatırımlarıyla (bunlar mailing’ler, ads kampanyaları, sosyal medya kampanyaları, o bölgedeki açık hava kullanımı ile yapılabilir) bu dönüşümlerin karşılığını birebir alabilmek oldukça mümkün.
Geçtiğimiz ay iş seyahatimiz sebebi ile gittiğimiz Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta ev kiralarının 4.000 ABD dolarından başladığını ve normal bir öğle yemeğinin 70-100 ABD doları civarında olduğu gördüğümüzde; ülkemizin Orta Doğu pazarında ne denli popüler bir yaşam merkezi olabileceğine şahit olduk. Türkiye’de yatırım yapan yabancılara tanınan vatandaşlık hakkı ile bu popülasyonun arttığına da şahidiz.
Burada not düşmek istediğimiz şey; ister Orta Doğu ister Avrupa pazarı olsun kazanmamız gereken en büyük güç güven endeksimiz olmalıdır. Ülkemize olan güven, yatırımcı için birincil öncelik olmaya devam edecektir. Bu güveni inşa etmek pazarlamacılar ve sektördeki diğer disiplinlerden çalışanlar olarak hepimizin görevi.
bi_özet gayrimenkul | 7. sayı | Mart 2019