Çalışma Hayatında Refah ve Ergonomi

Ece Aytaç Özcan, Pazarlama & İş Geliştirme Müdürü, Doğa HSE Group, ece.aytac@dogahse.com

Son zamanlarda fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlık anlamına gelen “çalışan refahı”na ilişkin etkin programların uygulanmasına dair, küresel ölçekte yoğun araştırmalar yapılıyor, çeşitli girişimlerde bulunuluyor. Bu girişimler; çalışanların işe değil işin çalışanlara uydurulduğu yeni iş modellerini, beslenme programlarını, sağlık ve sosyal aktiviteleri kapsıyor.

Sağlık bakım yerlerinin kolay erişilebilir olmaması, modern yaşamın getirdiği stres, teknoloji, fiziksel aktiviteler ve beslenme şekli gündelik yaşamlarımızı oldukça etkiliyor. Refahı tanımlamanın, refah/ergonomi prog-ramlarını ve politikalarını uygulamak için en iyi yöntemleri seçmenin, bunların maliyetini ve verimini ölçmenin zorluklarının yanı sıra, birçok işverene göre çalışanların refahı ve ergonomik tasarım ne yazık ki geri plandaki öncelikler arasında yer alıyor. Hem bedensel hem de ruhsal sağlığımıza olumsuz etkinleri olan çalışma ortamlarını ergonomik açıdan iyi tasarlamak ve iyileştirmek, herkesi pozitif sağlık ve refah konusunda teşvik etmek ve oluşan bu kültürü korumak gerekiyor…

CIPD (Lisanslı Personelve Gelişim Enstitüsü) 2018 yılında yayınladığı raporunda altı kişiden sadece birinin (%17) sağlık ve refah girişimlerini değerlendirdiğini; 30.000’den fazla çalışanla 2017 yılında yapılan İngilte-re’nin En Sağlıklı İşyeri anketi sonuçları ise şirketlerin yaklaşık üçte ikisinde (%63) çalışanların refahına kıyasla başka öncelikli konular olduğunu belirtiyor.

Bupa Sağlık Grubu’nun 2015 yılında küçük ve orta ölçekli yaklaşık 500 işletme ile yaptığı ankete göre; KOBİ’lerin %28’i çalışan sağlığı ve refahının ciddiye alınması için çok küçük şirketler olduklarını düşünürken, üçte biri (%32) bu konunun büyük işletmelerin alanı olduğunu söylüyor. İşyerlerinde sağlık programlarına/hizmetlerine erişimi olan çalışanların yüzdeleri ise şöyle: Kuzey Amerika’da %52, Avrupa’da %23, Kuzey Af-rika’da %7, Latin Amerika ve Karayipler’de %5, Asya Pasifik’te %5, Orta Doğu & Afrika’da ise %1.

Çalışan refahı kavramı ile birlikte “ergonomi” faktörü de artık mühendislerin, mimarların ve hatta iş güvenliği profesyonellerinin öncelikleri arasında. Üstelik daha tasarım aşamasındayken… Ergonomik tasarımlara yönelik teknik çalışma ve araştırmalar sonucu işin çalışana uydurulmasıyla verimlilik ve iş performansı da artıyor. Böylece ergonominin amacı yalnızca iş kazası ve meslek hastalıklarını önlemek olmuyor, çalışanların ruhsal ve fiziksel açıdan korunması ve geliştirilmesi amacıyla çalışma koşulları iyileştiriliyor; çalışma ortamları çalışanla uyumlu hale getiriliyor.

İşverenler; sağlıklı çalışma ortamı, daha iyi iş performansı, ekip içi güçlü ilişkiler, adil maaş politikası, ergonomik iş tasarımı, çalışanların kariyer beklentileri, azalan personel devri ve artan verimlilik için iş sağlığı ve refahına yatırım yapmalılar. Tüm kuruluşların üst düzey liderleri, kurumsal hedeflerle bağlantılı bir sağlık ve refah stratejisi oluşturmalı ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamalı. Çalışanlara, kendi sağlık ve refahlarını iyileştirmek üzere tasarlanan girişimlere ve bunları geliştirme süreçlerine katılma fırsatı verilmeli. Departman/bölüm yöneticileri, ruh sağlığı bilincine ve ilgili destek mekanizmalarına uygun şekilde eğitimler almalı, böylece çalışanlarla özenli ve duyarlı bir şekilde iletişim kurmaları sağlanmalı. Kuruluşlar, çalışanlarının değişen ihtiyaçlarına adapte olmalarını sağlamak amacıyla sağlık ve refah uygulamalarının etkilerini ve verimliliğini düzenli olarak değerlendirmeli. Tüm bunların; sadece çalışma ortamlarında değil, yaşam alanlarımızda da refahın artması için somut etkileri olacaktır.


bi_özet gayrimenkul | Ağustos 2019