Kübra Sevingen, Satış & Pazarlama Uzmanı, Doğa HSE Group,
kubra.sevingen@dogahse.com
Bugüne kadar çalışma hayatında ve günlük hayattaki güvenlik faktörünü hep konuştuk. Peki ya rahatlamak, deşarj olmak için gittiğimiz tatillerde güvenlik faktörünü ne derece önemsiyoruz?
TÜİK Yurt İçi Turizm Araştırmaları’na göre 2018 yılında 78 milyon 523 bin kişi seyahat etti ve 47 milyon 527 bin* kişi konaklamak için otelleri tercih etti. Otellerin çok katlı, kalabalık, sürekli yaşayan ve yoğun sirkülasyona sahip yapılar olmalarının yanı sıra özel risk gruplarını barındırmaları gibi durumları da düşündüğümüzde özellikle Afet ve Acil Durum Yönetimi konusunda neler yaptıkları, nasıl bir süreç izledikleri oldukça merak konusudur.
NFPA’nın (ABD Ulusal Yangından Korunma Birliği) bir araştırmasına göre otellerde çıkan yangınların büyük bir kısmı ziyaretçi alanlarında görülmekte ve ağırlıklı olarak elektrikten ve sigaradan kaynaklanmaktadır. Gıda zehirlenmesi ve havuzlardaki hijyen problemi ise en sık görülen sağlık risklerindendir.
Göz ardı edilmemesi gereken bir diğer konu ise yapısal risklerdir. Özellikle AVM, hastane ve otellerde çok sık karşılaştığımız bazı mimari öğeler şık görünümlerine karşın sağlık ve güvenlik konusunda ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. “Tasarımda İş Güvenliği”nin dikkate alınmasının sağladığı kazanımlar ile ilgili yapılan araştırmalarda aşağıdaki çıkarımlar göze çarpmaktadır:
- İşle ilgili sağlık ve yaralanmalarının önemli derecede azalması sağlanmıştır.
- Yapıya ve çevreye verilen zararın ve buna bağlı maliyetlerin azaldığı gözlenmiştir.
- Çalışanların sağlığı, refahı ve üretkenliği artmıştır.
- Tasarım aşamasında riski yönetmek, sağlık ve güvenlik çözümlerini güçlendirmekten daha verimli ve etkilidir.
- Tasarım aşamasında sağlık ve güvenlik anlayışı ile iyileştirme, kişisel koruyucu ekipman kullanımı, maruziyet izleme ve bakım ihtiyacı azaltılabilmektedir.
Özellikle sirkülasyonun ve çalışan devir oranının çok olması sağlık ve güvenlik sürecinin operasyonel yönetimini de zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda tehlikelere mümkün olduğunca kaynağında müdahale etmek adına tasarımda sağlık ve güvenlik konusu birçok dolaylı maliyetin önüne geçmek ve daha güvenli bir yapı/yaşam alanı oluşturmak için oldukça önemli bir konudur.
Bu kadar potansiyel tehlikenin var olduğu bir alanda çözüm elbette tatile çıkmamak değil. Öncelikle özel risk gruplarının da (çocuk, yaşlı, engelli) dâhil olacağı tatil planlarımızda otel seçimi konusunda daha özenli davranmalıyız. Örneğin çocuklarınız ile çıkacağınız tatillerde otellerin çocuklar için uygun olup olmadığını sorgulamak tatil süresi boyunca rahat bir nefes almak adına önemli bir adım olacaktır. Tabii web siteleri üzerinden oteller hakkında sağlık ve güvenlik açısından bilgi toplamak pek mümkün değil. Fakat kendinize hazırlayacağız kısa bir kontrol listesi seçimlerinizi filtrelemenize yardımcı olacaktır:
- Konum kolay ulaşılabilir mi?
- Otelde revir/hekim hizmeti var mı? En yakın hastaneye kaç km uzaklıkta?
- Çocuklar için oyun alanları/havuz var mı?
- Otelin ailelere uygunluğu ile ilgili yorum/değerlendirme var mı?
- Otel yapısal/mimari olarak genel güvenlik koşullarını sağlıyor mu?
- Otel/oda fotoğraflarında acil çıkış levhaları görünüyor mu?
Özellikle herhangi bir acil durumda ulaşım ve iletişim çok önemli bir hale gelecektir. Bu bağlamda seçilen lokasyonun ulaşım açısından rahat ve güvenli olması, iletişimde telefonun, internetin çekmemesi gibi problemlerin olmaması, herhangi bir afette konumu sebebiyle ekstra risklere maruziyet vermemesi önemlidir. Otellerde ufak tefek yaralanmalar ve özellikle havuzlarda görülen enfeksiyon kapma gibi riskler başta olmak üzere sağlık konusunda birçok tehlike olabilir. Bu yüzden otelde bir sağlık ekibinin olması ve otelin hastaneye yakın konumda olması önemlidir.
bi_özet gayrimenkul | Şubat 2020
*Gazetenin basılı versiyonunda “TÜİK Yurt içi Turizm Araştırmalarına göre 2018 yılında 78 milyon 523 bin kişi seyahat etti ve 47 milyon 527 kişi konaklamak için otelleri tercih etti.” ifadesi yer almaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından gelen bilgilendirmeye göre gerekli güncelleme yapılmıştır:
“TÜİK tarafından yayımlanan Hanehalkı Yurt içi Turizm İstatistikleri sonuçlarına göre, 2018 yılında 78 milyon 523 bin seyahat gerçekleşti. Otellerde
kalanların geceleme sayısı ise 47 milyon 527 bin olmuştur.”