Klimanız Sağlığınızdır

Prof. Dr. Erdem Kaşıkçıoğlu
İç Hastalıkları, Kalp-Damar Hastalıkları, Spor Hekimliği Uzmanı


Kent hayatında, yaşam alanlarının havalandırma ve iklimlendirilmesinin sadece konforun iyileştirilmesi için olmadığını aynı zamanda sağlığın korunması açısından da oldukça önemli olduğunu bilmekteyiz. Her mevsimde, uygun ortam ısısının sağlanması için kullanmakta olduğumuz klimalar, her türlü kapalı alanın olmazsa olmazı haline gelmiştir. Değişik yöntemlerle işleyen bu cihazlar, ev ve iş ortamında sıcaklıkla ilişkili olabilen hijyen unsurlarının sağlanabilmesini kolaylaştırmasına rağmen beraberinde birtakım sağlık risklerini de taşıyabilmektedir.

Ani ısı ve nem değişiklikleri, ön planda hava yolu ve solunum sistemini olumsuz bir şekilde etkileyebilmektedir. Özellikle yaz aylarında, sıcaklığın yüksek olduğu ortamdan daha düşük olduğu klimalı ortamlara geçiş yapıldığında vücuttaki hızlı ısı kaybının üst solunum yollarını etkilemesiyle rinit, tonsillit, farenjit, larenjit dediğimiz burun akıntısı, boğaz ağrısı ve/veya kuru öksürük nöbetleriyle giden doku iltihabı sorunları karşımıza çıkabilmektedir. Bunların dışında, sıcaklığı yüksek ortamda, terlemiş olan vücut kasları (özellikle sırt ve göğüs kasları) hızlı bir şekilde soğuduğunda kas ağrılarıyla giden miyozit olarak adlandırdığımız sorun karşımıza çıkabilmektedir.

Klima kaynaklı yaşanabilecek sağlık problemlerinden en önemlisi, pnömoni (zatüre) hastalığıdır. Halk dilinde klima hastalığı olarak adlandırılan akciğer dokusunda yaygın iltihapla giden bu hastalık, ilk olarak Fransız Lejyonerlerinde görünmüştür. Hastalığa sebep olan Lejyoner bakterileri nemli ve sulu ortamlarda yaşar ve hızlı bir şekilde çoğalma gösterir. Özellikle su rezervi kullanılan sistemlerden bu bakterinin yayılması büyük salgınlara yol açmıştır. Buharlı ısıtıcı ve soğutucular, temizliği yeterince yapılmayan yüzme havuzları ve jakuzi sistemlerinden bu mikroorganizma ortama yayılıp solunum yoluyla vücuda girebilmektedir. Bakteri bu özellikleri nedeniyle klima sistemlerinde de yaşayabilmekte ve bu sistemde oluşan hava damlacıklarının ortamda solunması sonucu akciğere yerleşerek hastalığa neden olabilmektedir.  Gelişebilen bu hastalık tablosunda böbrek ve beyin dokusu da zarar görebilmektedir. Klimaların giderek yaygın bir şekilde kullanımlarından sonra toplumda görülme sıklığı artan bu hastalık, hızlı bir şekilde tanısı konulup tedavi edilmezse ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir. Ateşle birlikte ortaya çıkan halsizlik, baş ağrısı, karın ağrısı, yaygın kas ağrıları, deri döküntüleri, kuru öksürük, nefes darlığı gibi belirtiler, hastalık konusunda uyarıcı niteliktedir. Bunların dışında karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, gibi şikâyetler de bu hastalıkta görülebilmektedir.

Klimalarda Lejyoner bakterisi dışında, ısı farkından dolayı gelişen nem ve kurulukla birlikte değişik türde hastalık yapıcı mantarlar da yerleşebilmektedir. Izgaralardan hava akımıyla birlikte ortama yayılan küf parçacıkları, yaşanan ortama kolaylıkla yayılabilmektedir. Bu durum nedeniyle; sağlıklı bireyler dışında özellikle astım, bronşit ve diğer akciğer hastalığı olan kişilerde kolaylıkla mantara bağlı akciğer enfeksiyonlarına, nefes darlıklarına ve de diğer solunum problemlerine yol açabilmektedir.

Klimaların yaratabileceği sağlık sorunlarının engellenebilmesi açısından dikkat edilmesi gereken birtakım unsurları hatırlamak gerekir:

  • Mümkünse su hazneli ve su bazlı ısıtma ve soğutma sistemlerini kullanmamak gerekir. Merkezi sistemlerin periyodik bir şekilde temizlik ve bakımları gerçekleştirilmelidir.
  • Yıllık bakımları filtreleri düzenli bir şekilde değiştirilerek yapılmalıdır. Çünkü hastalık yapıcı organizmaları çıplak gözle görebilmeniz mümkün değildir.
  • Filtrelerde nem oluşumunu engellemek adına hızlı bir şekilde soğutma ve ısıtma yapılmamalıdır. Yaşam alanları 2-3 saatte bir havalandırılmalıdır.
  • Vücuttan hızlı ısı kaybına sebep olmamak için ortam sıcaklığı 21santigrad derecenin altında tutulmamalıdır. Ani sıcaklık değişikliklerinden korunmak gerekmektedir.
  • Ateş yükselmesiyle giden bir durumda acilen aile hekiminize ya da bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurmanız gelişebilecek ciddi hastalık tablolarının erkenden tanısının konulması ve tedavisi açısından oldukça önemlidir.
    bi_özet gayrimenkul | 1. sayı | Nisan 2017

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s