Banu Binat, Yüksek Mimar
Binat İletişim&Danışmanlık
bi_özet gayrimenkul gazetesi yayın hayatında 15 ayı geride bıraktı. Bu süre içinde hepsi kendi alanında fikir önderi olan değerli köşe yazarlarımız, teknik bilgilerini, araştırmalarını bizimle paylaşan sektör firmalarımız ile büyük bir bilgi kaynağı oluşturduk. “Gayrimenkul Kimin İçin” ve “Gayrimenkulde Gündem: Sektöre Yön Veren Yenilikler” başlıklı iki etkinlik organize ettik. Aslında burada amaç tüm tarafları tek bir çatı altında toplamak ve bir “ortak akıl” oluşturmaktı. Bu yolda da bizi izleyenlerden gelen geri dönüşler sayesinde olumlu adımlar attığımızı görüyoruz.
Türkiye’de gayrimenkul sektörü iniş çıkışlarıyla belki de son yılların en hareketli sektörü haline gelmiş durumda; haliyle bu dinamizm sektörün yayınlarına da yansıyor. İlk 4 sayımızın Dünya gazetesi ile dağıtılması, sektörün karar vericilerine doğrudan ulaşmamız açısından çok önemliydi; bir yandan ikinci sayıdan itibaren internet yayını, ardından da mobil yayınımız devreye girdi ve dijitalleşerek ulaştığımız kitleyi her sayıda misliyle artırdık ve artırmaya devam edeceğiz.
Gayrimenkul kullanıcısı, alıcısı, yatırımcısı ve sektöre hizmet eden profesyonellerin bu hareketliliği doğru takip edebilmesi, doğru bilgiye ulaşabilmesi de çok önemli. Gazetemizin en büyük misyonu da doğru bilgiye ulaşmakta bir kaynak olmak, rehber olmak ya da buna aracılık etmek. Şunu unutmamalıyız, bu sektörde hiçbir şey göründüğü ve bize sunulduğu gibi olmayabilir ya da her gayrimenkul bizim için doğru seçim olmayabilir.
Sektörün liderleri bu sektörü sadece büyük bir yatırım aracı ve ülke ekonomisinin lokomotifi olarak görmeye devam ederse ortaya hiç de iyi bir tablo çıkmayacak. Müteahhitlerin, gayrimenkul yatırımılarının yaptıkları işin modelini “sermaye, süreç, üretim” ve “geri dönüşü”nü de “kâr” olarak kurgulaması çok normal. Müteahhit, ne kadar az maliyet olursa ve ne kadar yüksek getirisi olursa o kadar başarılı olacak. Yarattığımız ortak akıl gayrimenkulün herhangi bir yatırım aracı, hisse senedi gibi değerlendirilemeyeceğini, işin içinde ve odağında her zaman “insan” olduğunu hatırlatıyor. Gayrimenkullerin içinde bizler yaşıyoruz, bir gayrimenkul insan için sağlıklı, güvenli, motive edici bir mekân sunmak zorunda. Müteahhitlerin de fark yaratmak ya da değer artırmak için daha iyi tasarım, daha nitelikli üretim, doğru lokasyon ve enerji verimli çözümlere yönelmesi, alıştığımız klasik tabirle “malzemeden çalmaması” gerekiyor. Ben buna bir de “iyi tasarımdan çalmaması”nı eklemek istiyorum.
Deprem kuşağında alüvyon zemine yapılmış konut, ofis, AVM gibi bir sürü bina var. Bir gün bu milyonluk, “senede şu kadar kâr getiriyor” denilen yatırım, depremde yerle bir olduğunda ne olacak?
Gayrimenkul, kentsel dönüşüm ya da gayrimenkulun kendi içinde dönüşümü (stok fazlası AVM’lerin hastaneye, ofis yapılarının otele dönüşmesi gibi) ile de uzun süre hareketliliğini sürdürecek gibi gözüküyor. Devletimiz de bu sektörün önünü açmak için pek çok önlem alıyor. Tüm bunları alt alta yazdığımızda takip edilmesi oldukça zor dinamiklerle karşılaşıyoruz. İşte bu yüzden yayın olarak topluma bunları bir filtreden geçirerek sunmanın sorumluluğunu taşıyoruz ve bunları dijital ortamda herkese açmanın önemini bir kez daha hatırlatıyoruz.
Gazetenin yayın hayatına başlamasından 6 ay kadar önce çalışmaya, araştırmaya koyulduk. Yani o tarihten bu yana sadece 2 yıl geçmiş. O günlerde resmi açıklamalara göre önümüzde 6 milyon binanın kentsel dönüşüme gireceği bilgisine dayanarak çalışmalar, yorumlar yaptık. Bugün baktığımızda bu sayının resmi açıklamalara göre 7 milyon olduğunu görüyoruz. Geçen süre içinde dönüşüm geçiren binalarla birlikte rakamlar düşmedi aksine en azından 1 milyon yapının daha kentsel dönüşüme girmesiyle arttı. Geçtiğimiz 2 yıl içerisinde kentsel dönüşüm ile ilgili yönetmelikte pek çok değişiklik yapıldı. Bir süreliğine tapu harçları kalktı. Gayrimenkul alış-satışında vergi indirimleri hatta iptalleri oldu. Gayrimenkul sertifikası diye yeni bir yatırım aracı çıktı. Yeni yalıtım yönetmeliği, akustik yönetmeliği çıktı. Batan inşaat firmaları ardında pek çok sorun ve mağdur bıraktı. Kredilerde inanılmaz yenilikler, kolaylıklar görmeye başladık. İmar Affı/Barışı çıktı, ruhsatsız milyonlarca bina şimdi kayıt altına alınıyor. Bu kadar bina sahibi af için başvuracak, pek çoğu binasının projesini gösterebilmek için mimarlarla belki de ilk kez çalışmak zorunda kalacak.
Umutsuz olmayalım, içinde yaşadığımız, çalıştığımız, vakit geçirdiğimiz her mekan, her bina kaliteli olabilir: sağlıklı malzeme + sağlamlık + iyi tasarım. Tüketici olarak tercihlerimizi doğru yaparsak, nitelikli yapı üretimi hiç de zor değil. Sorumluluk hepimizin.